Söz dinleyip, karayolu ile Drvenik'e geçtik. Feribotu beklerken, 15:00 seferini 3 araçla kaçırınca, 15:45'i beklerken suyun cazibesine dayanamayıp, denize girdim.
Feribotla yolculuk 30 dakika sürüyor.
Sonra da Hvar adasına geldik. Hvar'da Sucuraj'a geliyorsunuz.
Feribottan indikten sonra Hvar'a ulaşmak için tüm adayı boyuna geçmek zorundasınız. Adada hız sınırı 40km/saat.
Etrafta çok sayıda asma bağları, biraz da zeytin ağaçları var. Gerisi hep yeşillik. En yüksek noktalarda ağaç sayısı azalıyor elbette.
Jelsa'ya gelmeden evvel gördüğümüz ilk sapaktan içeri girip, bir koyda denize girdik. Su aşırı tuzlu ama güzeldi. "Su güzel".
Yine yol yorgunluğu ile Hvar'da yer bulur muyuz telaşı, açlık derken, Jelsa'ya girdik. Ben çok acıkmıştım.
Çok lezzetli bir balık ve bir sürü de deniz ürünü yedik. Kalacak yer aradık, bulduk.
Alışveriş yaptık, eve çekildik.
Ev sahibi Maria diye bir teyze. İngilizce çok az biliyor ama Almanca ile anlaştık. Ne güzel öğretmişler bana Almancayı ek derste. Biraz da Hırvatça ile, sorun yaşamadık hiç.
Kaldığımız yer bir ev. Elbette, mutfak, banyo var ve de asmalarla kaplı bir balkon. Klima yoktu ancak ihtiyaç da olmadı.
Bu evde güzel olan, sinek kovucu tablet ve makina olması idi. Benimkiyle beraber taktım. Evet yanımda taşıyorum!
Jelsa'da Hırvatistan'ın genelinde olduğu gibi park sorunu var. Sokaklar çok dar olduğu için, ve sanırım bir de para kazanmak amacıyla, girişte bir otoparkta aracı bırakmak zorundasınız.
Saati de 10 kuna.
Ancak arka taraftan bir yol var. Marya'nın dediği yoldan aracı getirip, garaja sokamayınca sokağa bıraktık. Neyse ki sorun olmadı.
Sabah da, akşamdan aldıklarımızı yiyip, Hvar'a yola çıktık.
Burası da kaldığımız yer.
Rooms - Sobe - Zimmer görünce girin!
No comments:
Post a Comment